Çöl yelkeni Halfeti’de açılıyor

24 Ağustos 2012 Cuma

Çöl yelkeni Halfeti’de açılıyor

Küçük bir kasabanın yaşam pratikleri ne kadar değişebilir? Bu soruyu yanıtlayabilmek için Halfeti’nin geçirdiği dönüşüme tanık olmak yeterli. Nehir kenarındaki dünün çorak arazisi, bugün bir sahil kasabasına dönüşmüş. Gaziantep ile Şanlıurfa’nın il sınırını çizen Fırat, GAP ile birlikte Birecik Barajı’na dönüşünce Halfetili’nin de yeni düzene ayak uydurmaktan başka çaresi kalmamış. Halkın yaşadığı dönüşüm, “Çölde yelken açmak” şeklinde deyimleştirilebilir türden.

Barajın yutamadıkları

Adana-Şanlıurfa Otoyolu’nu Birecik gişelerinden terk ettikten sonra kıvrımlı bir yola giriyorsunuz. Fıstık yetişen arazilerin dışında görebileceğiniz tek renk kahverengi... Yolun sonunda tepeden Eski Halfeti’ye inmeye başladığınızda önce serap gördüğünüzü zannedebilirsiniz. Fırat’ın mavisi, bünyede tarifsiz bir heyecan yaratıyor. Yıkık dökük evlere hiç bakmadan, bir an önce kıyıya ulaşma isteği beliriyor. Halfeti’nin barajın yutmayı başaramadığı bölümüne keyifli bir sahil şeridi oluşturulmuş. Dubalar üzerine kurulan yüzer cafe ve restoranlarda yemek keyfine, tatlı sallantı eşlik ediyor. Su üstündeki platformlar aynı zamanda iskele görevi görüyor.

Kutsal merkez Rumkale

Halfeti’den suyun karşısındaki Gaziantep’e geçip, Rumkale gezisi yapmak ya da yarısı su altında kalan Savaşan Köyü’nü görmek isterseniz ulaşımınızı tekneler ile sağlamanız gerekiyor. Su taşıtlarına yönelen Halfetililer, bölgede yeni kaptanlar yetiştiriyor. 13 yaşındaki Erkan Kaptan ile çıktığınız tekne turunda rehberlik hizmeti için ekstra ödeme yapmanıza gerek kalmıyor. Tura çıkarken yanınıza su almayı unutursanız, Erkan Kaptan’ın size uzattığı bardağı Birecik Barajı’na daldırıp, susuzluğunuzu giderebilirsiniz. Halfeti’den başlayan turun ilk durağı, Merzimen Çayı’nın, Birecik Barajı’na karıştığı noktada bulunan Rumkale oluyor. Hristiyanlarca kutsal sayılan merkezlerden biri olan Rumkale, sarp kayalıklardan oluşan bir yarım adanın üzerine konumlanmış. Fırat’tan Rumkale’yi izlemek biraz korkunç fakat Rumkale’den Fırat’ın derin mavisini seyre dalmak büyük bir keyif...

Anılar yosunlara teslim

Baraj üzerindeki tekne turunun ikinci durağı Halfeti ile aynı kaderi paylaşan Savaşan Köyü oluyor. Ne yazık ki suyla “savaşamayan” Savaşanlılar, bugün tepenin ardında kurulan yeni köyde yaşamlarını sürdürüyor. Su altındaki anıları ise çoktan yosunlara teslim olmuş. Barajın karaya doğru uzandığı küçük bir koyda yer alan Savaşan’da dikkati ilk çeken şey minaresi suyun üzerinde kalan cami oluyor. Yarısı suya gömülmüş, kapısı baraja çıkan taş evleriyle Savaşan, içinizi ürpertebilir.

Dikkat jet-ski çıkabilir

Suya gömülmekten kıl payı kurtulan eski bir taş ev de Savaşan yakınında kafe olarak hizmet veriyor. Teknenizi buraya yanaştırıp, çayınızı yudumlayabilirsiniz. Buradan sonra kaptanınız sizi Halfeti’ye doğru geri dönüş yoluna çıkaracak. Birecik Barajı, su sporları için de uygun bir alan. 2010’da Dünya Offshore Şampiyonası’nın tekne yarışları Rumkale’de yapıldı. Öte yandan kiraladığınız mütevazi tekne ile yavaşça yol alırken yanınızdan geçen lüks sürat motoru ya da jet-ski sizi şaşırtmasın. Çünkü Birecik Barajı, Halfeti’nin denizi...

Birecik molası

Dönüş yoluna geçtikten sonra günün yorgunluğunu Birecik’te atabilirsiniz. İlçenin iki yakasını birbirine bağlayan Birecik Köprüsü’nün suya yansımasını fotoğraflayabilir, harika kebapların tadına bakabilirsiniz. Birecik’teki Kıyı Restoran, su kenarındaki çardaklarda Şanlıurfa Mutfağı’nın eşsiz örneklerini servis ediyor. Bölgede nam salan Birecik patlıcanı ile yapılan meşhur kebabın tadına bakabilirsiniz. Restoran’da akşam saatlerine uzatacağınız kebap keyfine, Birecik’in karşı yakasından Fırat’a yansıyan ışıklar eşlik edecek...